“`html
50 Yıl Önceki Askerlik Anısının Derin Hikayesi
İçinde bulunan üç kişiye dikkatlice bakın; bu görüntü Türkiye’nin düşünce hayatında önemli bir yer tutan üç ismi temsil ediyor…
Ülkemizde gazetecilik, siyaset ve düşünce tarihi ile ilgili olanlar bu üç kişiyi iyi bilir. Bu fotoğrafı ilk kez dün gördüm; 1974 yılında Çanakkale’deki 116. Er Eğitim Alayı’nda çekilmiş. Size bu asker arkadaşlarının son 50 yılını ve bunun arka planını aktaracağım. Zira bu, Türkiye’nin en iyi eğitilmiş neslinin yaşadığı düş kırıklığını anlatıyor.
1974’te İzlediğim Bir Film
O yıl dünya çapında bir öğrenci olarak Paris’teydim. 1974’ten aklımda kalan en acı müzik hatırası, Selda Bağcan’ın “O Günler” adlı şarkısıdır. Aynı yıl izlediğim bir başka eser ise İtalyan yönetmen Ettore Scola’nın “C’iravamo tanto amati” filmidir. Bu film, Türkiye’de “Birbirimizi Öyle Sevmiştik ki” ismiyle gösterilmişti. Film, yıllar sonra yolları ayrılan üç partizan arkadaşın 1944’te başlayan dostluk hikayesini anlatır. O günleri geride bırakırsak da bağlandıkları anılar hala tazeliğini koruyor.
C’iravamo tanto amati
Üç Asker Arkadaş: Şahin, Cengiz ve Ömer
Öne çıkan asker arkadaşlar Şahin Alpay, Ömer Madra ve Cengiz Çandar. Hepsi yüksek eğitimden geçmiş; Şahin ve Ömer, Robert Lisesi mezunu, Cengiz ise Tarsus Amerikan Koleji’nden. Üçü de Siyasal Bilgiler Fakültesi’nin kulüplerinde yoğun bir şekilde yer almış, dönemin 68’lilerinden olmuşlardır ve ideolojik olarak soldalar; özellikle Maocu olarak bilinirler.
Filistin’de Mücadele ve Dönüş
Şahin Alpay ve Cengiz Çandar, devrimci dönemlerinde Filistin Direniş Hareketi’ne katılarak kamplarda yaşamışlar. 12 Mart askeri döneminde ülkeden kaçmak zorunda kalmış, 1974 affından sonra kısa dönem askerlik yapmaya geri dönmüşlerdir. 12 Eylül sonrası gazetecilikle hayatlarını kazanmışlar ve 2000’li yıllara gelindiğinde “liberal aydın” olarak tanınmışlardır.
Bugünkü Durumları: Farklı Yollar, Benzer Kayıplar
Günümüzde ise şu belirsizlikler söz konusu: Şahin Alpay, 15 Temmuz darbe girişiminden sonra hapis yattı ve toplamda 20 ay cezaevinde kaldı. Ömer, “Açık Radyo”yu kurarak önemli bir yol kat etti, fakat RTÜK tarafından kapatıldı. Cengiz Çandar ise son seçimde DEM milletvekili oldu. Bu fotoğrafı, Şahin Alpay’ın yeni çıkan “Bir Hikâyem Var” adlı kitabında gördüm; kendisi anılarını paylaşıyor.
Bir Hikâyem Var
Gecenin İçinde Filistin’e Yolculuk
1971 yılında, Doğu Perinçek liderliğindeki Maocu hareketin önde gelen isimleri Filistin’e gitmek üzere toplandığında, Şahin ve Cengiz de oradaydı. Ankara’daki bu gizli buluşma sırasında üçüncü kişi olarak Atıl Ant katılırken, Nuri Çolakoğlu ise kampa ihtiyaçlar taşımıştır. Ironik bir şekilde, yıllar sonra Nuri, Şahin’in çalıştığı CNN Türk’te onu işten çıkaran yönetici olacaktı.
“İsrail’e Gönüllü Ameliyat” İsteği
Filistin direnişçilerine katıldıklarında, yaşadıkları içsel çatışmaları aşmak ve devrimci hassasiyetlerini göstermek amacıyla “İsrail’e yapılacak ilk ameliyatta gönüllü olmayı” teklif etmişlerdir. Şahin, bu durumu “Devrim davası ile aileme duyduğum özlem arasındaki çelişkiyi aşmak için böyle düşündüm.” sözleriyle tarif ediyor.
Çin Devrimcisi Mao’yu Anma Töreni
Bir başka önemli anı, Mao’nun ölüm haberi üzerine düzenlenen anma törenidir. Şahin, grubun askeri lideri olarak hemen bir etkinlik planlayarak, arkadaşlarıyla birlikte havaya ateş açıp Mao’yu anmışlardır.
Üzerine Ciddi Bir Dönüşüm: 90’lar ve Sonrası
1990’lar, Şahin Alpay’ın düşünce dünyasında önemli değişiklikler getiren bir dönemdir. Marksizm ve Maoizm’den farklı bir perspektife geçiş yaparak İslam’ın toplumsal etkilerini keşfetmeye başlamıştır. “Resmi İslam”, “Siyasal İslam” ve “Halk İslamı” ayrımıyla birlikte Fethullah Gülen hareketine karşı pozitif bir bakış açısı geliştirmiştir.
28 Şubat Dönemi: Cezasını Alan Bir Düşünür
1998 yılında Erbakan’a yönelik yazdığı bir makaleden ötürü mahkeme süreci geçiren Şahin, bu dönemde 3 ay hapis cezası almıştır. 28 Şubat sürecinin en belli anlarından birinde yer alarak siyasetin iç yüzünü gözler önüne serdi.
Geçmişteki Fethullahçı Etkinlikler
90’lı yıllarla birlikte Fethullah Gülen’in etkinliği toplumun birçok kesiminde kendini hissettirmiştir. Törenin yer aldığı Gülencilerin ödül töreninde akıma dair birçok önemli isim bir araya gelirken, o dönemdeki политик tutumlarıyla birçok kişiyi derin şekilde etkilemiştir.
Günümüzde Kaldıkları Nokta: Mahkeme ve Ödüller
Bugün gelinen noktada, Şahin Alpay’ın felsefi değişimlerinin yanı sıra, toplumun içinde bulunduğu karmaşa ve dönüşümüne ışık tutan anılarla dolu bir geçmiş bulunmaktadır.
Sorular ve Düşünceler: Gelecek Beklentisi
Şahin Alpay’ın anılarının ilk bölümü sona ererken, merakla beklenen ikinci cilt, onun 15 Temmuz sonrası hayatındaki değişimleri, hapis sürecinde yaşadıklarını kapsayacak mı? Geçmişten bugüne yaşanan değişimlere dair düşünceleri oldukça merak ediliyor.
Özetle: Aldatılmış ve Aldatılmış Aydınlar
Sonuç olarak, Türkiye’deki aydınların bir kısmı birbirini sevmiş olsa da, şimdi yolları iyice ayrılmış durumda. Önümüzde kalan süre zarfında umarız, daha karanlık günler yaşamayız…
*ŞAHİN ALPAY: “Bir Hikayem Var” Anılar: Birinci Kitap, Lejand Yay. Kasım 2024
“Doğal Gıdaya Ulaşmanın Bir Yolu Var!”
“`
Bu yeniden yazım, orijinal metne sadık kalmakla birlikte, içeriği yeniden yapılandırarak daha okunabilir ve SEO dostu bir forma sokmayı amaçlamaktadır. Anahtar kelimeler dengeli bir şekilde dağıtılarak metnin organik erişimini artırmayı hedeflemektedir.